Okul....İsmim Şule, almanca
Şule (Schule) okunuşu okul demek. Şule=okul
Adımın bana verdiği bir durumdan dolayı mı, Alzheimer hastası olup, artık öğretemeyen ve öğrenemeyen annem
Dürrüşehvar Ünsal’ın çok iyi bir
matematik öğretmeni olmasından mı bilmiyorum, bir şeyler öğretmeyi hep çok
sevmişimdir, daha doğrusu öğrenilmesi, farkına varılması için rehberlik
etmeye bayılmışımdır.
Öğrenmenin yolunun okul, ders, kurs olmadığını düşünen bir Şule (Schule)’yim aynı
zamanda. Hele hele okul öncesi eğitim kurumlarına okul, anaokulu denmesini hiç
de benimseyemedim.
Öğretmen, ders, kelimelerinin kullanılması ise minicik çocukların sırtına bir yük, sorumluluk
bindiriyor, diye düşünmüşümdür.
Birçok okul öncesi kurumda harflerin,
sayıların öğretilmesini yadırgamışımdır.
Bir
şeyleri ayrıştırararak, kategorize ederek, didaktik öğrenme yoluna da
uzak durmuşumdur, öğrenilenin hayal gücüyle bezenmesi gerektiğine inanmışımdır.
Daha çok küçük yaşta
ayrıştırılıyor renkler, şekiller, doğadaki, yaşamdaki bütünlük çocuklardan
gizleniyor adeta. Adları ile öğrenilmesi isteniyor, kategorilere ayrılıyor.
Oysa yaşam bir bütün, matematik bir bütün, aritmetik, geometri gibi dersler
değil, matematik çok boyutlu, içinde sanat da olabiliyor, tarih de biyoloji de.
Waldorf pedagojisinin kurucusu Dr. Rudolf Steiner, matematik
göremediklerimizi, tutamadıklarımızı somutlaştırıyor demiş.
Matematikte, en çok da okul öncesi eğitimde büyük yer tutan küpler bugünkü
konumuz, ve onların hikayesi..
Bir varmış, iki
yokmuş...
Tek varmış, çok yokmuş...
İşte öyleymiş tahta küplerin oyun hali...Tahtadan
küpler yüzyıllar boyunca çocukların elinde şekillenmişler, desenlenmişler,
farklı farklı kullanılmışlar
.
Tahta küplerin ilk sistematik kullanımı Almanya’da ilk
anaokulunun (Kindergarten) ın kurucusu Fröbel ile başlamış. Gabe (Türkçesi armağan diye geçiyor )
Ne de
güzel adlandırmış Friedrich Fröbel (1782-1852), okul öncesi çocukların oyun
çerçevesinde bir araya geldikleri mekanları Kindergarten- Kinder=çocuklar, Garten=
bahçe, bahçe eve yakın, ve tabii doğal
ve sade, Fröbel çocukları doğanın bir parçası olarak görmüş, bitkilere
benzetmiş.
Gemüse: sebze, Blumen:çiçekler, Feldfrüchte: tarla meyveleri,
Kindergarten’dan evvel okul öğrencilerinin kendi ekin alanlarının
olduğu bahçede sebze ve meyvesi yetiştirilip, aynı zamanda kompost
yapılıyormuş, yani bahçe çocukların
oynayıp koşuştuğu yer değil, aynı zamanda üretilen bir alan, doğadaki süreci yaşayarak gözlemleyecekleri bir yer.
F.Fröbel, Montessori pedagojisinin kurucusu İtalya’nın ilk
kadın doktoru Maria Montessori (1870-1952) gibi oyunu iş olarak görmemiş. Montessori
pedagojisinde kullanılan materyaller didaktik, Fröbel’de ise sistematik olmuş,
o sistematik geometrik şekiller farklı birçok şekilde kullanılmış. Muhtemelen
Fröbel geometrik şekilleri yıllar sonra ahşap oyuncak fabrikası yanınca
sistematik oyun araçları geliştiren Lego’ya esin kaynağı olmuş.
Fröbel’ in çocuğa yaklaşımı yaratıcılığı destekleyen
nitelikte iken , Montessori pedagojisinde yeteri kadar yaratıcılığa yer
verilmediği birçok kişinin eleştiri konusu
olmuş. Büyükten küçüğe üst üste diziler küplerle pembe kule gibi Montessori pedagojisine de kolaydan zora çalışmak hakim.
İlk olarak zihinsel problemli çocukların daha iyi
öğrenmeleri için Maria Montessori tarafından geliştirilen eğitim araçlarında, onların
oyuna değil, yaptığı işe odaklanmaları hedeflenmiş, dolayısıyla didaktik
materyaller geliştirilmiş. “ kendi kendime yapmama yardım et” Maria Montessori’nin bu sözleri pedagoji ile ilgili tarihe
geçmiş. Montessori pedagojisinde de Fröbel Gabelerinde de de kolaydan zora
çalışmalar yapılmış.
Rudolf Steiner'in Waldorf pedagojisinde ise kullanılan malzemeler
yapılandırılmamış, doğadan hiçbir şeyin bu derecede köşeli
olamayacağından yola çıkılmakta. Tahta bloklarda da genelde sert köşelilerden sakınılmış, ayrıca kurutulmuş
tahta parçaları doğadaki gibi kabuğu ile oyunun içinde kullanılmakta.
Waldorf tahta blokları- Da Wanda firmasının ürünü
Bugün küpler aynı zamanda birçok oyuncağın, oyunun temelini
oluşturuyor. Örneğin benim çok sevdiğim, Buğday ekolojik yaşamı destekleme
derneğinin sloganı “yaşam dönüşümdür”oyunu olarak adlandırdığım soma küp matematikçi bir ozanın buluşu; 7 farklı
şekille 600 ün üzerinde şekil yapabiliryosunuz. Klasik rubik küp, ipli küp, 60
küp parçasından oluşan pentomino, IQ testlerinde kullanılan birçok renkli
küpler, zeka oyun- oyuncaklarının en popülerleri.
Ayrıca bugün durum öyle bir hal alıyor ki, el yapımı
ürünlerin yerine çeşit çeşit görsel kartlar, talimatlarla ithal hazır
fabrikasyonu üretilmi.ş bu küpleri satın almanız için oldukça yüksek
fiyatlar ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Pentomino oluyor şık bir kutu oyunu ve kullanım klavuzu olarak
Katamino (fiyatı 110 TL civarında), soma küp yine güzel bir ambalajla ve
yapılacak şekillerin kartlarıyla
soma-küp exclusiv (30- 100,-TL arası),
1 cm3 den başlayıp 10 cm3 e
kadar devam eden Montessori pembe kulesi
lisans vs. hakkı derken (420 TL)bugün. Montessori pedaojisinin kendisi gibi en popüler eğitim modellerinden birisi,
ve oldukça pahalı.
*
Küpler ve küplerle oluşturulan oyunlar....Tabii ki
çocukların bu oyunlarla oynamasında fayda var, ama beklentimiz onların zeka
küpleri olması değil, bu olmamalı, beklentimiz onların çocukluklarını doya doya
yaşamaları. Biz yetişkinlerin, öğretmenlerin ise oyunun özünü ve faydasını
bilmemiz en önemlisi, ki birkaç değil
birçok kişi bundan faydalansın dileğimiz, oyuncağı üreten zanaatkar da, dar
gelirli ailelerin çocukları da.
Aynı zamanda her
yaşın oyuncağı olduğu için mümkün olduğu kadar çok kişiye ulaşsın istiyoruz,
ve bu yüzden her şeyden önce biz Gel Oyna olarak oyunun kendisini anlatıyoruz,
dokunduruyoruz, oynattırıyoruz, oynuyoruz, paylaşıyoruz bildiklerimizi,
sürdürülebilirlik için çabalıyoruz, öğrenmenin, üretmenin..... az ve bilinçli
tüketerek...sadeliğe önem vererek....
Not:
.)” tek başıma” kelimesini kullanmayı tercih ediyorum, biraz bu benim T-lerle öğrenme metodolojisi ile alakalı, oysa “kendi başıma yapmama yardım et” Montessori’nin anlatmak istediği
.)Soma küple ilgili anlatımı 2014 aralığında TRT-Okuldaki söyleşide 5 inci dakikadan itibaren https://www.youtube.com/watch?v=a-4KkAIh5z4
.)” tek başıma” kelimesini kullanmayı tercih ediyorum, biraz bu benim T-lerle öğrenme metodolojisi ile alakalı, oysa “kendi başıma yapmama yardım et” Montessori’nin anlatmak istediği
.)Soma küple ilgili anlatımı 2014 aralığında TRT-Okuldaki söyleşide 5 inci dakikadan itibaren https://www.youtube.com/watch?v=a-4KkAIh5z4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder