ahşap oyuncak-mağaza

Tahta oyuncak, akıl oyunları, tahta kitler, yapı tuğlaları, müzik çanları için... www.ahsapoyuncak.web.tr

1 Aralık 2013 Pazar

Şule Şenol ve Gel Oyna'nın Hikayesi

Şule Şenol ve Gel Oyna (T li)
Gel Oyna’nın kurucusu Şule Şenol 1963 yılında İstanbul’da doğmuştur. 1982 yılında Avusturya Lisesinin Ticaret bölümünü bitirdikten sonra,  Viyana ’ya ziyaret ve  ve Viyana Ekonomi Üniversitesinde  kısa süreli bir eğitim diye başladığı Turizm bölümünü babasına söz verdiği gibi kısa sürede bitirip, fakat çabuk dönüş sözünü tutmayıp, Viyana’da kalmış, ne Turizm ne de Ticaret alanında  herhangi bir işte çalışmamıştır.  İş hayatında da genelde  Viyana’da olduğu sürece de kendisini birçok defa sosyal projelerin içinde bulmuştur. Viyana’dan sonra eşinin işi dolayısıyla eski Doğu Almanya’da Halle an der Saale’ye yerleşmiş, kızları Günsel Şenol Almanya’da ilkokula (Montessori okulu) başlamıştır.  1998 de 1,5 yıl Almanya deneyiminden sonra ailecek Türkiye’ye memlekete dönme kararı alınmış, dönüşün ardından 2 yıl geçmeden ikinci çocukları Selin Şenol dünyaya gelmiştir. 
Şenol ailesinin hayatında Selin henüz birkaç günlükken yerleştikleri Alyap sitesi  büyük yer teşkil eder. Nitekim Şule Şenol’un oyunlarla, eğitimle, ahşap oyuncakla olan serüveni de Alyap sitesinde başlar. İlk ekoloji fuarını düzenleyen Atalayman ailesi üst komşuları olunca, siteden üç arkadaş Adonis adlı bir grup kurarak ekoloji fuarına, İzmir’li bir üreticinin ahşap oyuncak  ürünleri, zeytinyağı, balmumu gibi malzemeleriyle katılmışlardır.  Daha sonra Şule Şenol ahşap oyuncak işine yoğunlaşmış, bunun dışında önce site lokalinde başlatılan çocuklarla oyun grubu çalışmalarını, kiraladığı siteye de çok yakın olan bir giriş katı dairesinde sürdürmüştür. Böylece sitedeki çocuklar da “oyunevi” diye adlandırdıkları yere gitmeye başlamış, genç bir öğretmen ile diğer velilerin de katkılarıyla oyunevi keyifli ama farklı bir öğrenmenin de gerçekleştiği, tahta ve doğal malzemelerden oyun araçlarının olduğu bir yer haline gelmiştir. Bkz. http://www.alternatifegitimdernegi.org.tr/content/view/187/85//
Kar amacı olmayan bir veli inisyatifi oluşmuş, hatta bu inisyatif bir okul kurma hayallerini de kurmuştur. 2003 yılında Şule Şenol Almanya’da yaklaşık bir ay süreyle sürekli kalmış, ve orada tahta oyuncaklarla ilgili araştırma yapmış, ona yol gösteren Peter Haertwig ile tanışmıştır. Ş.Ş. 2005 de  Boğaziçi üniversitesinin düzenlediği  ahşap oyuncak girişimcilik eğitiminde ise koordinatör ve eğitmenlik görevini üstlenmiştir,  Peter Haertwig ile birlikte oyuncak tasarımı  eğitimi de  vermiştir. Hazırlığı ve uygulaması yaklaşık bir yıl süren eğitim için  bazı eğitim kitapları da  oluşturulmuştur.
2005 in temmuz başında ise birçok arkadaşının da içinde olduğu Oyun Sanat ve Zanaat Derneği kurulmuştur. Dernek   kendi alanlarında çok güzel işler yapan,  Ş.Ş. un da sevdiği, takdir ettiği,  derneğin vizyon ve misyonunu benimseyen, içselleştiren kişilerle kurulmuştur.  Aynı sokakta bulunan TOG Pembe EV in Özlem ablası (Özlem Süer), oyuncak üreticisi Murtaza Salman, Buğday derneği kurucusu ve başkanı Victor Ananias, Serra Titiz, Betül Işıkkent, Nalan Aslan, Esra Ispalarlı da derneğin kurucuları  olmuştur.  2005 ağustosunda ise Şenol ailesi Süha Şenol’un ileri derecede kanser teşhisi ile sarsılmış, oyunlar, oyuncaklar, çocuklar, dernek bir süreliğine duraklama devrine girmiştir. Eşi Süha Şenol  aralık ayında öldüğünde büyük kızı 16 ve küçük kızı 5,5 yaşındadır, ve Alman Büyükelçilik okulundadır.
“kızım Selin ilk olarak eylül ayında başladı Alman büyükelçilik okuluna, çok az Almanca biliyordu,  o zamanlar bu okula o kadar büyük bir talep yoktu, bir yer boşalınca Selin’i alabiliriz dediler,  o döneme kadar Selin Almanca birçok şeyi anlıyor, fakat kendisi çok az konuşabiliyordu. Dolayısıyla babasının da hasta olduğu bu dönemde kendi akranları arasında kendisini kendi dilinde ifade edememesi sorun olabilecekti.  Büyükelçilik okulundaki öğretmen bu konuda uyarmış olsa da, Kindergarten (anaokulu) sorumlusu “Selin bunu başaracaktır” dedi ve Selin’i kabul etti. Ve Selin’in okul hayatı böyle başladı. Bundan üç ay sonra babasının vefatının hemen ardından Almanya’dan misafirlerimiz geldiğinde kızımız nasıl becerdiyse sular seller gibi Almanca konuşur ve kendiliğinden okuma yazmayı sökmüş hale gelmişti. Demek ki çocuktaki merak duygusu hep var, ve o da öğrenmeye  konsantre oldu o dönem.” demektedir Şule Şenol ve okul öncesinde okuma yazma öğretmenin doğru olmadığını düşündüğünü de vurgular.
 Çocuktaki merak gibi-  bu öğrenme merakı Şule Şenol’da da 2006 dan itibaren tahta oyuncaklara, oyuna, çocuğa yönelik aktivitelere  yoğunlaşarak gerçekleşti. Ekolojik pazarlar kurulduğunda ise oyuncaklar ve oyunlar tezgahta çocuklarla, yetişkinlerle buluştu. Alternatif eğitimle ilgili bir grup insanın biraraya gelmesi  ile de önce Alternatif Eğitim Girişimi daha sonra da bu girişimin devamı olan Alternatif Eğitim Derneğinin kurucuları arasında yer aldı , ve daha sonra da uzun bir süre dernekte aktif oldu.
     2008 in mayıs ayında ekolojik pazar olarak  Meydan AVMnin davetlisi olarak Pazar arkadaşlarıyla birlikte 1-19 mayıs arasında  o AVM ye renk ve çeşitlilik kattı. Ekolojik pazarın ardından Meydan’da – hiç aklında yok iken- kendisini bir dükkan açmış buldu. Real kasalarının ön tarafında faaliyet gösteren bu işletmeye (birçok kişi o dönem- siz dernek misiniz, oynuyor, oynatıyor, anlatıyorsunuz demiştir) ad aradı uzun süre, elle cama “oyun atölyesi”, “oyun odası” yazıldı süslü yazılarla  o dönem ona çok yardımcı olan arkadaşı  rahmetli Kemal Uslu ile,  Kemal Uslu’nun mekandan, pazardan çektiği  oynayan çocuk fotoğrafları süsledi henüz ürün azlığından boş kalan dükkan duvarlarını, aynı zamanda  gelip oynanması, sohbet edilmesi için açtığı dükkanın camına  Ş.Ş. balmumu peteğinden  “gel oyna” yazarak, oynama çağrısı yaptı, açacağı işletmeye ad ararken bu yazı az Türkçe  bilen bir Alman arkadaşının dikkatini çekti, ve böylelikle ismi “GEL OYNA” oldu, firma açılımı ise “Gel oyna ve Tanı”, çünkü tanımanın da bir admını oynamaktan geçiyordu.

      Gel Oyna halen Meydan AVM’de ve Citys Nişantaşı AVM de etkinlik yaptı bir süre. Meydan AVM/Merter’de de hizmet verdi, fakat daha sonra AVM lerdeki satış ve etkinlik noktalarını kapattı.
      “Gel Oyna ile sadece bir mekanda yapmak istediğimiz, tanıtmak istediğimizin ancak ondabirini tanıtabiliyoruz” der Şule Şenol “EKO IQ ” dergisindeki bir röportajda, “fortune” dergisinde ise “yapım gereği iyi bir yönetici değilim, işi tamamen amatör ruhla götürüyorum, kurumsallaşmış, tamamen kemikleşmiş yapılara fazla yenilik katamıyorsunuz, bu işte gönül bağı var. Yaptığım işe – ne kazanıyorum, ne kazandırıyorum- diye bakıyorum, ve bunun karşılığının para olmadığını biliyorum, ama kazandırdığımın da kazandığımın da parayla ölçülemeyeceğini biliyorum” demekte.
      Oyun, Sanat ve Zanaat derneğinin bir amacı da, mahalleliyi biraraya getirmek, kaynaştırmaktı.  Bostancı’daki mekanında  da Gel Oyna yetişkin ve çocuğu oyuna çağırıyor, ve tabii zengin ahşap oyuncak yelpazesini tanımaya, bir de işin arka mutfağını görmeye, hatta belki ilk ahşap oyuncağınızı  üretmeye...

      Not: Yine T-ler...T-istasyonunu ise başka bir yazının konusu olacak.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder